Tuesday 30 June 2009

-%13.8

Tum dunya ile birlikte Turkiye'yi de girdabina cekmis olan resesyonun ebati konusunda bugun aciklanan sayilar cok carpici.

Resesyonun agir gececegini herkes goruyordu, yaziyordu. Issizlik ve uretim sayilari ortadaydi. Biz de daha birinci ceyregin ortalarinda bu konuyu yorumlamistik: http://dusunerek.blogspot.com/2009/03/resesyon-beklenenden-cok-agir-olacak.html.

Iste bugun aciklanan o birinci ceyrek sayilarina gore gerileme hizimiz -%13.8. Milliyet'teki bir yorumu kaynak olarak alirsak Ikinci Dunya Savasi devrinde 1945'te gorulen -%15.3'luk gerilemeden beri gordugumuz en kotu gerileme sayisi.

Ikinci ceyrekte yine tum dunya ile birlikte Turkiye'de de pozitiflesen uretim, harcama, ve hissiyat goruluyor. Bu yuzden muazzam dusuk cikan bu sayi ile cok da moral bozmamak ve isimize bakmak zorundayiz. Netekim ikinci ceyrekte gerilemenin olasi bir cift haneden tek haneye inmesi bile krizin en kotu doneminin arkamizda kaldigi hissiyatini uyandiracaktir.

Sunday 14 June 2009

Facebook ve genclere ragmen yine Ahmedinejad












Cok buyuk olcekte ve cok basarili Obama ornegi sonrasi ulkemizde ufak da olsa Kilicdaroglu ile de gordugumuz gencleri ve internet sitelerini kullanip basarili olmaya calisan politikacilar orneklerine Iran'da Mir Hossein Mousavi de eklendi.

Bolgeden rapor eden butun gazeteciler son bir-iki hafta boyunca Iran'in modern yuzunu temsil eden Mousavi yanlilari ile muhafazakar yuzunu temsil eden Ahmedinejad yanlilarinin Tahran sokaklarina gosterileriyle nasil dokulduklerini anlattilar.

Bir tarafta yesil, modern-ce giyinmis ve pop muzik esliginde danseden Mousavi yanlisi Iranli genc kizlar...

Ote tarafta klasik Ahmedinejad tutkunu dini gosteriler esliginde cilgina donmus Iranlilar.

Resmi secim sonuclarina gore Ahmedinejad ciddi bir fark atmis durumda. Ama sonuclarin her tarafi saibe kokuyor ve binlerce insanin sokaklarda coplarla susturulduklari protestolara bakilirsa, bu secimler internet/facebook ortamlarinda organize olmayi basarmis gencler icin ciddi bir ofke konusu olmaya devam edecek.

Bu secim sonuclarinin tartismalari her ne olursa olsun, Iran'da muhafazakarlara karsi uzun suredir gorulmemis bir ayaklanma ve hareketlenme yasandi.

Secimlere yuzde 85'lik rekor katilim da cabasi.

Onumuzdeki yillarda bu hareketlenmelerin etkisi daha da kritik olacaktir.

Saturday 13 June 2009

100 gun

















Arastirmaci gazeteci, degerli yazar, buyuk Ataturkcu, iki cocuk babasi Mustafa Balbay tam 100 gundur tutuklu.

Tam 100 gundur Silivri'de Ergenekon adi verilen bir dava sacmaligi bahanesiyle yazilarini yazamiyor, arastirmalarini yapamiyor, televizyon programina katilamiyor, cocuklariyla gorusemiyor.

AKP'nin A'sinin 21. yuzyil Turkiye'sinde yerlerde surundugunun resmidir.

Balbay cikacak, yine yazacak, ama bu 100 gunun, baska 100 gunlerin hesabini kimler verecek?

Monday 1 June 2009

Radikalizm ve Asiricilik Arastirmasi






















Bahcesehir Universitesi ogretim uyesi Prof Dr Yilmaz Esmer’in 34 ilde 1,715 kisi ile yuz yuze goruserek gerceklestirdigi arastirmanin sonuclarini basinda hepimiz takip ettik. Elbette ki bu gibi arastirmalari dikkatli analiz etmenin ve okumanin onemini vurgulamanin yanisira arastirmanin yapilis sekli, sorularin sorulus bicimi, ve katilanlarin profilleri gibi unsurlari da aklimizdan cikartmamali, bu sayilarin direk olarak ulkenin geneline vurulabilecegi sonucuna ulasmamaliyiz.

Ornegin, yukaridaki tabloya bir goz atalim (http://www.milliyet.com/ ‘dan alinmistir). Laiklik ve demokrasinin %16 ve %13 oldugu yerde din %62 ile en onde. Endiselenmeden once sorunun nasil soruldugunu dusunmeliyiz. ‘Hangisi birinci sirada gelir?’ sorusuna laiklik ve demokrasi diye iki ayri secenek sunulmasi biraz anlamsiz. Ayrica din-laiklik-demokrasi-para konularinin bir sahis icin karsilastirilmasi da vatandasin kafasini karistirabilir. Sorunun ‘Sizce Turkiye din kanunlariyla mi yonetilmelidir yoksa laik ve demokratik bir cumhuriyetle mi?’ seklinde sorulmasi daha carpici bir sonuc verebilirdi.

Herneyse, sorulari kurcalamak bu kadar yeter. Asagiya 10 tane ilgimi ceken istatistik sectim, direk kopyaliyorum:

1. Çocuklar için Kuran kursları açılmasını isteyenlerin oranı yüzde 75
2. Dünyayı anlayabilmek için yüzde 56 din kitaplarının, yüzde 44 ise bilimin önemli olduğunu düşünüyor
3. Yaratılışa inanlar yüzde 93, evrime inanlar yüzde 7’lik dilimi oluşturuyor
4. Yüzde 72 içki içen, yüzde 67 nikâhsız yaşayan, yüzde 35 kızı şortla dolaşan, yüzde 48 aşırı sağ ya da sol görüşte, yüzde 42 sevmediği partinin üyesi, yüzde 75 Tanrı’ya inanmayan, yüzde 32 oruç tutmayan, yüzde 65 hiçbir dine inanmayan, yüzde 27 farklı anadilde konuşan, yüzde 43 Amerikalı, yüzde 14 türbanlı, yüzde 33 çarşaflı, yüzde 63 köktendinci, yüzde 26 başka bir ırk veya renkten, yüzde 52 Hristiyan, yüzde 64 ise Yahudi birini komşusu olarak istemiyor
5. Toplumun en istemeyen kesimi eşcinseller
6. Kadınların plajda mayo ile dolaşmasının günah olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 58’i buluyor
7. Yüzde 61’e göre, “kadın her zaman kocasına itaat etmeli, sözünden çıkmamalı”
8. Kadınların bir işte çalışmak için kocasından izin almasının doğruluğuna inananların oranı yüzde 84; kadın yalnız bir yere gidecekse kocasından izin alması gerektiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 85
9. Yüzde 62’lik dilim Müslüman kadınların evin dışında başını örtmesi gerektiğini savunuyor
10. Üniversite mezunları en hoşgörülü grubu oluştururken, eğitim seviyesi düştükçe hoşgörü oranı azalıyor

Sayilara ister inanalim ister inanmayalim, arastirmanin dogrulugunu ister sorgulayalim ister sorgulamayalim, sizi birakmak istedigim dusunceler sunlar:

Oncelikle, kadinlarin, kiz cocuklarimizin egitilmesi ulkemizin gelecegi icin cok ama cok onemli. Tekrar vizyonu ve cabalari icin Turkan Saylan’i saygiyla aniyoruz.

Ayrica, tolerans konusunda yiyecek bir kac firin ekmegimiz var. Tolerans konusunda daha once cok yazdik ve yazmaya devam edecegiz. Cocuklarimiza daha bebekken asilayabilecegimiz en onemli hissiyatlardan biri bu.

Son olarak, 21. yuzyilda bile yaratilis ve din kitaplariyla dunyayi aciklamaya calisan cok Turkiye Cumhuriyeti vatandasimiz var. Bilimi ve arastirmayi koreltecek, Takiyuddin’in laboratuvarini yiktirtan, ve Darwin’i butun dunya kutlarken dergi kapaklarindan kaldirtan anlayislara karsi her zaman sesimizi yukseltmeliyiz.