Monday 21 September 2009

200 gun














Arastirmaci gazeteci, degerli yazar, buyuk Ataturkcu, iki cocuk babasi Mustafa Balbay tam 200 gundur tutuklu.

Tam 200 gundur Silivri'de Ergenekon adi verilen bir dava sacmaligi bahanesiyle yazilarini yazamiyor, arastirmalarini yapamiyor, televizyon programina katilamiyor, cocuklariyla gorusemiyor.

AKP'nin A'sinin 21. yuzyil Turkiye'sinde yerlerde surundugunun resmidir.

Balbay cikacak, yine yazacak, ama bu 200 gunun, baska 200 gunlerin hesabini kimler verecek?

Not: Evet, bildiniz, tam 100 gun once '100 gun' baslikli yazimizin aynisi bu:

http://dusunerek.blogspot.com/2009/06/100-gun.html

Friday 18 September 2009

'...sortlu gelme!'






















Mevlana'nin unlu lafi 'gel...kim olursan ol yine de gel...' asirlardir edebiyattan gunluk hayatimiza oldukca sik karsimiza cikan ve hosgoru konseptini guzel ozetleyen, cok sevdigim bir laf.

Bugunku gazetelerde Konya'daki Mevlana Muzesi'nin kapisina sortlu turistlerin giremeyecegine dair bir yazi asildigini okudum.

Anladigim kadariyla Konya hizla Turkiye'nin ve bolgenin en konservatif sehirlerinden biri olmaya dogru ilerliyor.

Hosgorunun atalarindan Mevlana'nin memleketinde, muzesinde boyle bir kilik-kiyafet duzenlemesi keske hic denenmese bile.

Artik Mevlana'nin lafini degistirmeliyiz sanirim:

'gel...kim olursan ol yine de gel...yeter ki sortlu gelme!'

Wednesday 16 September 2009

Cok tehlikeli bir referandum onerisi

Bir demokrasinin sagliginin en iyi olcumlerinden birinin cogunlugun istediginin yapilmasindansa azinligin istedigine saygi duyulmasi oldugunu dusunuyorum.

Sandiktan cikan oylara guvenerek bir demokrasi cogunluk diktatorlugune donusurse cok ciddi sikinti yaratir. Bu fenomeni cogunluk diktatorlugu olarak tanimlamak sanirim sevgili Emre Kongar'in lafiydi.

Iste son gunlerin Ankaraspor-Ankaragucu skandallariyla da populer karakteri I.Melih Gokcek'in Ankara Bahcelievler Yedinci Cadde'de onermis oldugu icki referandumu bu cogunluk diktatorlugunun cok tehlikeli bir ornegidir. Ustelik de ozunde hukuka aykiri bir referandum oldugunu da okuyoruz. Ya cogunluk oylara sahip oldugu icin gercekten 'bu caddede icki icilemez' referandumu kazanirsa? Bunun baslatacaklarini dusunebiliyor musunuz? Akabinde ulkenin dort bir kosesinde gelecek referandumlari dusunebiliyor musunuz? Mahalle baskisi cok onemli bir konu ve zaten izdirabini ceken bir ulkeyiz. Cogunluk diktatorlugu mahalle baskisinin bir adim daha da ilerisi. Kanuni mahalle baskisi.

Bahcelievler'de yasan-yasamayan butun Ankaralilarin, sagduyu sahibi butun Turkiye Cumhuriyeti vatandaslarinin tepki gostermesi gereken bir referandum onerisi bu.

Ben de blogumla tepkimi gosteriyorum.

Ayrica I.Melih Gokcek'in son kullanma tarihiyle ilgili gecen seneki kisa bir yazimi da kaciranlar icin tekrar kopyaliyorum:

http://dusunerek.blogspot.com/2008/12/imelihin-son-kullanma-tarihi-gecti-mi.html

Sanirim bu haftaki olaylar sayesinde son kullanma tarihi konusunda bir suphe kalmamis olmali.

Friday 11 September 2009

dusunerek bir sene gecmis...

Niye hatirlatmiyorsunuz, dogumgunumuz gelmis ve de gecmis!

Blogumuz dusunerek 10 Eylul 2008'de dunyaya gozlerini acmisti.

Bir senede hala yeni yeni, agir agir ogreniyoruz bu sanal alemleri.

Ilk yazimizda neler demisiz: http://dusunerek.blogspot.com/2008/09/dnerek.html

Saka maka, bir ekonomik kriz, bir yerel secim, bir yeni ABD baskani, biraz Takiyuddin, biraz Darwin derken dunyamiz ve Turkiye'miz icin cok hareketli bir sene oldu!

Yalniz resesyondan cikis ve genel secimler sayesinde asil hareketli donemler yeni basliyor sanirim.

Okudugunuz, dusundugunuz, abone oldugunuz, ese-dosta gonderdiginiz, ve yorum yazdiginiz icin cok tesekkur ederim.

Beraber nice yillara!

MM

Zavalli Naile



















Fotograftaki genc kizin adi Naile Maviler.

Izmir Karsiyaka'da uc yil once bir cocuk parkinda boynundan kendini asmis bir sekilde cesedi bulundu. Naile 19 yasindaydi. Intiharla ilgili pek bir bilgiye ulasilamadigi icin 75 milyonluk ulkemizde bu haber cogumuzun kulagina gelmedi.

Naile'nin anne-babasinin ayri oldugu, bir cocuk yuvasina yerlestirildigi, bu yuvadan da kactigi, egitimini yarim biraktigi gibi bir takim bilgiler ogrenildi ama hicbiri intihari tam olarak aydinlatmadi.

Bugunku Milliyet'teki habere gore Naile'nin teyzesi uc sene sonra intihara isik tutmus durumda.

Naile erkek arkadaslarla dolastigi icin annesi tarafindan bir kizlik testine tabi tutulmak istenmis.

Bu kizlik testinin uzerinde yaptigi baskinin bunalimiyla Naile sonunda dayanamayip kendi canina kiymis.

75 milyonluk ulkemizde daha cok Naileler var. Genc kizlarimizin kendilerini cocuk parkina asacak kadar baski altinda hissetmeleri ne kadar korkunc.

Fotograftaki masum ifadeye, hayat sevgisine bakin.

Genc erkeklerin keraneye gitmesi delikanlilik, aslanim heyt be...

Genc kizlarin erkeklerle dolasmasi orospuluk, haydi kizlik testine...

Aile ve okul egitimlerimizde bu konuya cok buyuk onem vermeliyiz.

Zavalli Naile.

Wednesday 9 September 2009

3.76 milyar TL



















Tuncay Ozkan ve Mustafa Balbay gibi gazetecilerin Ergenekon adi verilen malum davada aylardir tutuklu olduklari ve 'yandas medya' konseptinin her daim kuvvetlendirilmekte oldugu AKP Turkiye'sinde yedi yildir basin ozgurlugunun nasil yerlerde surunmekte oldugunu dehset icinde izlemekteyiz.

Simdi de Dogan Grubuna verilen son vergi cezasi: 3.76 milyar TL.

Cumhuriyet tarihinin en buyuk vergi cezasi.

Dogan Grubunun organizasyonel yapilandirmalarini, holdingin ve istiraklarinin vergi durumlarini elbette ki bilmiyoruz. Ve tabii ki prensipte her turlu vergi kacakciligina karsiyiz.

Elimizde hicbir somut kanit ya da bilgi yok.

Ama burnumuz koku aliyor ve gozlerimiz goruyor cok sukur.

Meblag olarak da zamanlama olarak da taktiksel olarak da, neresinden bakarsaniz bakin, AKP hukumetinin 2011 secimleri oncesi muhalif medyayi bitirme operasyonunun son ve en iddiali adimi gibi kokuyor ve gorunuyor.

Bakalim medyamizda onumuzdeki oniki ayda yine cok buyuk calkalanmalar gorecek miyiz?

Ne kadar ufagiz














Sehirlerimizi uzun gokdelenlerle, dev karayollariyla, veya kocaman AVMlerle doldursak bile, insanlik tarihinde kisacik bir virgul olan 80 yillik bir surecin en kuvvetli yagmuru yaginca bir anda darmadagan olabiliyoruz. Dunyamizin kuvvetlerinin yaninda aslinda ne kadar ufagiz.

Yakinlarini kaybedenler basta olmak uzere tum hasar gorenlere gecmis olsun.

Altyapiyi gelistirmeden ustyapiya egilenlere, kisa vadeli yatirimlardan rant cikarmaya calisanlara, ve oy kazanmayi sehrin sagligina yegleyenlere de yaziklar olsun.