Friday 9 October 2009

Onumuzdeki donemde Yunan-Turk iliskileri


Yorgo Papandreu'nun Yunanistan'da Basbakan secilmesi onumuzdeki donemde Yunan-Turk iliskilerini biraz dusundurdu.

Bildigimiz gibi Yunanistan resesyonu en agir geciren AB ulkelerinden biri oldu. Ekonomik krizin yanisira sosyal ve politik olarak da catirdadi ve 2010'da da ciddi bir toparlanma pek beklenmiyor.

Yunanistan ekonomi olarak cok fazla bir uretim yapmayan, Ar-Geye Bati Avrupa'nin gerisi kadar onem vermeyen, oncelikle de global deniz tasimaciligi ve yerel turizme cok bagli bir ekonomi. Bati Avrupa'nin gerisi gibi yaslanmakta olan bir nufusa sahip. Ustune kucuk ve sig bir ekonomi. Yunan ekonomisinin yeni nesil liderleri, bankalarindan balik ciftliklerine veya hastane sirketlerinden gida sektorune kadar tamamen Balkanlarda ve Turkiye pazarinda buyume hayalleri kuruyor. Bu krizden de Bati Avrupa'ya degil Guneydogu Avrupa ve Turkiye'ye ihracatlarini arttirarak cikmaya calisacak. Bu yuzden de Papandreu'nun ilk dis gezisinin - elbette tesaduf ama - daha secileli bir hafta olmadan Turkiye'deki Guneydogu Avrupa Isbirligi Sureci toplantilarina katilma amacli olmasina hic sasirmadim.

Evet, Avrupa Birligi diyalogumuzda Yunanistan'in destegine ihtiyacimiz var, ve tabii Kibris konusu hala cok hassas, ama Yunanistan'in da Turkiye'ye cok ihtiyaci var, ve ekonomik gidisatta yaratilan isler batiya degil de doguya kaydigi surece Yunanistan'in Turkiye'ye ihtiyaci artacak.

Ege'nin iki kiyisinda da dedelerimizin ve buyukbabalarimizin savas hikayelerini dinleyerek buyuduk. Ne kadarini cocuklarimiza, torunlarimiza anlatacagiz ve o duygularin ne kadari taze kalacak? 'Zito Venizelos' lafi her duydugunda benim oglumun tuylerini de diken diken edecek mi? Peki ya torunumun?

Onumuzdeki nesil ve nesillerde Yunan-Turk iliskilerini tarih kitaplari degil ekonomik pazarliklar tanimlayacak diye tahmin ediyorum. Ve sanki bu degisime daha cok Ege'nin dogusu degil batisi oncelik edecek diye dusunuyorum.

No comments: