Sunday 22 March 2009

Tavsanoglu ve Kilicdaroglu









Leyla Tavsanoglu'nun Cumhuriyet'te bu haftaki Pazar Konugu Kemal Kilicdaroglu ile sohbetini ilgi ile okudum. Iste, yorum eklemeden, Kilicdaroglu'nun begendigim bazi laflarini kopyaliyorum:

"İstanbul’da korkunç bir rant çetesi var. İstanbul’un taşı toprağı altın, derler. Buna ben inanmıyorum. İstanbul’un taşı toprağı ve çöpü altından daha değerli. İstanbul’da bu kadar çok rant varsa bu rantın gözleri kamaştıracağı açık. AKP bu rantın üzerine çöreklenmiş durumda. 15 yıldır bu rantı yiyor. İmar planları bunun için değişiyor. Yollar bunun için değiştiriliyor. Sütlüce Mezarlığı bunun için yok edilip üzerine AKP il binası yapılıyor."

"[AKP] kentin varoşlarını kendi oy deposu olarak görmek istiyor. Onların hep yoksul kalmalarını amaçlıyor."

"Normalde olması gereken şu: Bu bir yerel seçimdir. Bu seçimin adayları bir araya gelirler. Televizyonlarda tartışırlar. Projelerini, düşüncelerini anlatırlar. Kentliden oy isterler. Ama Sayın Kadir Topbaş’ın böyle bir şey yapmaya hiç niyeti yok. Çünkü Sayın Kadir Topbaş İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı değil.. belediye başkanlığını fiilen yapan, yürüten kişi Ankara’daki Başbakan."

"Sivil bir diktatoryaya doğru süratli bir şekilde gidiyoruz. Eleştiriye tahammül edemeyen, yeri geldiği zaman yasaklar uygulayan, yeri geldiğinde devletin gücünü kullanarak baskı unsuru olmaya devam eden bir hükümetle karşı karşıyayız. Örneğin bugün herhangi bir işadamı çıkıp hiçbir eleştiriyi dile getirmeye cesaret edemiyor. Çünkü bunu yaparsa ertesi gün kapısının önünde vergi denetim elemanını buluyor."

"Türkiye AKP devleti oldu. Valiler kendilerini AKP’nin valisi olarak görmeye başladılar. Bu anlayış bizi süratle tek partiye götürüyor."

"Sultanbeyli’de sandığa gitme oranı yüzde 90. Kadıköy’de, Suadiye’de yüzde 55 - 60’ta. Ancak sandığa giden insanın kent yönetiminden şikâyet etme hakkı vardır. Gitmeyenin şikâyet hakkı yoktur."

"Yolsuzluktan, kötü yönetimden, yoksulluğu kendi oy deposu olarak gören zihniyetten bıkmadılarsa gitsinler oylarını versinler ve bu süreç devam etsin."

"İstanbul’da “Yiyor ama iş de yapıyor” anlayışını yıkmak zorundayız. Bu kültür İstanbul’da yıkılacak."

"[Adalet Bakanı Şahin'in, AKP’li olmayan belediyenin Ankara’da işlerinin görülmediğini söylemesi] halka açıkça şantajdır. Bunu söyleyen bir Adalet Bakanı’nın o koltukta oturmaması lazımdır. Çünkü artık o adaletten uzaklaşmış demektir. O bakan devletin bütçesini kendi özel bütçesi olarak algılıyor. Bu anlayış Türkiye’nin demokratikleşme sürecinin önündeki en ciddi engellerden birisidir. O engeli de Adalet Bakanı koyuyor. Bunu yıkacağız. O Adalet Bakanı hiç meraklanmasın. İstanbul’un parası var. İstanbul’un bütçesi 10 milyar dolar. İstanbul’un sadece dürüst ve yürekli belediye başkanı yok."

"Onların 15 yılda yapamadıklarını biz beş yılda yapacağız. İstanbullu da bunu görecek. O zaman da İstanbul’da dünya, anlayış, yapı değişecek. Arkasından da Türkiye değişecek. Artık dürüst yönetimin ne olduğunu, dürüst insanların nasıl çalıştıklarını ve ürettiklerini, sorunları toplumla nasıl paylaştıklarını görecekler. Tüm yerel aktörlerle, üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, odalarla işbirliği yapacağız. Ortak sorunlara ortak çözümler üreteceğiz. Sultanlığa ve imparatorluğa son vereceğiz."

No comments: