Sunday 28 September 2008

Yerel secimler oncesi "siyasi santaj"

Bugunku Cumhuriyet’te Leyla Tavsanoglu’nun Eskisehir Buyuksehir Belediye Baskani Yilmaz Buyukersen ile yaptigi Pazar soylesisi gunumuz AKP Turkiye’sinde yerel secimler oncesi iktidar partisinin kafa yapisini cok guzel ozetliyor.

Rektorluk ve Radyo Televizyon Yuksek Kurulu Baskanligi da yapmis, dogma buyme Eskisehirli Prof. Dr. Yilmaz Buyukersen, 1999’da DSP aday olup kazandigi Eskisehir Buyuksehir Belediye Baskanligi gorevini 2004 secimlerinden de basariyla cikmasiyla birlikte gunumuzde hala surduruyor.

Soylesiden en carpici yorumlari asagiya kopyaliyorum:

“Ben beş yıldan beri meclislerden hiçbir projemi geçiremedim. Hali hazırda yaptığım hizmetler ise 1999-2004 büyükşehir belediyesi meclis üyelerinin tamamının, ilçe belediye başkanlarının, il genel meclisi üyelerinin DSP’li olduğu dönemde karara bağladığımız projelerdir.”

“Beni seçtirmemek için çok uğraşıyorlar. Maliye Bakanı Kemal Unakıtan elinden gelen her şeyi yapıyor beni seçtirmemek için. Şehirlerimizin uygar kentler haline gelebilmesi için bu rant yağması, çoğunlukta olmanın verdiği pervasızlık nedeniyle bitecek gibi görünmüyor. Şehirlerimizin gelecekleri de bu nedenle pek parlak olmayacak gibi.”

“Aslında Unakıtan’la ilişkilerimiz çok iyi. Benim olduğum ya da olmadığım yerlerde benden kibar biçimde söz ediyor. Ama bazen TOKİ anahtarlarını verme töreninde ben yoksam, “Sizden büyükşehri istiyorum” diyor. Kimi gazetecilerle toplantı yaparken, “Yahu, bu büyükşehri ne yapacağız” diye sorular soruyor. “Kasanın anahtarı bende. Eğer büyükşehir belediye başkanlığını AKP’ye verirseniz size her türlü yatırım ve imkân var. Elimdeki paranın tozu Eskişehir’i ihya etmeye yeter. Ama bir şartım var. Büyükşehir belediye başkanlığını istiyorum” diyor”

“Eskişehir’in ilçe belediyelerinden birisinin meclis üyesi AKP il başkanı. İl yönetiminin bir başka üyesi ilgili belediyenin meclis üyesi. Her ikisi de o belediyenin imar komisyonunda üye. AKP il başkanı o belediyenin aynı zamanda imar komisyonu başkanı. Her ikisi büyükşehir belediye meclisine de üye olarak girdiler. Büyükşehir imar komisyonu başkanı da yine AKP il başkanı. Bunların bir üçüncü arkadaşları var. O da bir başka ilçede meclis ve imar komisyonu üyesi. Her üçü ortak. Yapı denetim şirketleri, proje şirketleri var. Eskişehir’deki yapı denetimi konusunda trilyonlarca ciroya sahip olan bir firma da ortak. Üç şirketleri vardı. Şimdi altıncı şirketlerini kuruyorlarmış. Vatandaşlar yapı denetimi işlerini en çok bunlara götürüyorlar.”

“İller Bankası’ndan kredi almak istedim. Belediye Meclisi borçlanma yetkisi vermedi. Oysa AKP’li belediyeler İller Bankası’ndan muazzam krediler kullanıyorlar. Yatırımların durmasının Eskişehir halkına vereceği alternatif zararları bile düşünmeden siyasi amaçlı, siyasi çıkara, kine, gareze dayanan davranışları var.”

“Ben bu seçimleri merkez sağ ve merkez soldaki partiler için şans olarak görüyorum. Son seçimlerden sonra AKP’nin çizgisi aşağı inmeye başladı. Hatta vatandaşlar 2007 seçim sonuçlarına son derece şaşırıyorlar. Seçimlerde bir şeyler yapıldığından şüphe ediyorlar. Ama sanıyorum Türkiye’yi bugün getirdiği noktayı görenler de AKP’ye oy verdiklerini söylemeye artık utanıyorlar.”

Iste sehrine ve gorevine tutkuyla bagli, basarisi iki secim sonuclariyla tescillenmis, 600,000 nufuslu bir sehrimizin Belediye Baskaninin AKP hukumetinden aldigi baskinin ve onune cikan engellerin bir ozeti. En carpicisi Maliye Bakani Unakitan’in sehri kalkindirmak icin oyverenlere yaptigi “siyasi santaj.” AKP cevrelerinin cemberlerini nasil genislettiklerini basta Saban Disli ve Almanya Deniz Feneri skandallariyla her hafta okuyoruz, biliyoruz. Hepsinin altindan para, ekonomik iliskiler, ve rant cikiyor.

Mart 2009’daki yerel secimlerle ilgili icimizi karartmis oldugumuz su noktada yine Yilmaz Hoca’nin kendi sozleriyle bitirelim:

“Zaman zaman umudum kırılmıyor değil. Ama mücadelemden de vazgeçmiyorum. Çünkü bunların önündeki tek engel benim. Birilerinin çıkıp bunlara “Dur” demesi lazım.”

No comments: